PiRAN’DA iSYAN KIVILCIMI
Piran
hadisesinden iki hafta önce, 1925 Ocak ayı
sonlarında,
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Erzurum
Milletvekili
Ziyaeddin Efendi, TBMM kürsüsünde,
iktidardaki
CHF’nin icraatlarına ağır elestirerek
yönelterek;
“Yeniliğin isret, dans, plaj sefasından baska bir
sey ifade etmediğini, fuhusun
arttığını, Müslüman
kadınların
edeplerini kaybetme yolunda olduklarını,
sarhosluğun
himaye, hatta tesvik olunduğunu, en
önemlisi
dini duyguların rencide edildiğini, yeni rejimin
sadece
ahlaksızlık getirdiğini, rezil bir yönetimin
memleketi
çamurların içine sürüklediğini”(8) ilan
ediyordu.
Kemalist
iktidarın uygulamalarından ve devrimlerinden
rahatsızlık
duyan muhafazakar çevreler, yönetim
aleyhinde,
Ankara’dan Anadolu’nun en ücra köselerine
kadar
seslerini yükseltmeye baslamıslardı. Orta, Kuzey ve
Doğu
Anadolu’nun birçok yerinde, özellikle Sünni kesimin
inanç
önderleri, verdikleri vaazlarda, halkı yönetime
muhalefet
etmeye çağırıyorlardı.
Sünni
Zaza halkı üzerinde oldukça etkili bir konumda
bulunan
Seyh Said de, böyle bir ortamda, Naksibendi
tarikatının
yaygın olduğu Zaza yerlesim birimlerini tek tek
ziyaret
ederek halkı ve müridlerini irsad etmeye baslamıstı.
Palu,
Hınıs, Çabakçur, Genç, Lice, Hani üzerinden Piran'a
giderek
kardesi Seyh Abdurrahim’in evine misafir olan
Seyh Said, 13 Subat 1925 Cuma günü, Piran
camisinde
verdiği
vaazda halka söyle sesleniyordu:
“Medreseler
kapatıldı. Din ve Vakıflar Bakanlığı kaldırıldı
ve
din mektepleri Milli Eğitim’e bağlandı. Gazetelerde
birtakım
dinsiz yazarlar dine hakaret etmeye,
peygamberimize
dil uzatmaya cüret ediyorlar. Ben
bugün
elimden gelse, bizzat dövüsmeye baslar ve dinin
yükseltilmesine
gayret ederim.”(9)
Aynı
gün, Seyh Said’in maiyetinde yer alan iki mahkumun
teslim
olmasını isteyen bir jandarma müfrezesinin talebine
verilen
menfi cevabın
ardından,
mahkumlarla jandarmalar arasında çıkan
çatısmada,
birkaç jandarmanın öldürülmesinin hemen
akabinde,
bölgedeki telgraf ve telefon tellerinin kesilmesi
ile
birlikte isyan bayrağı kaldırılmıs olur.
Böylece,
Seyh Said önderliğindeki Naksibendi Zaza
isyanının
Diyarbekir’in Piran köyünde [bugünkü Dicle
ilçesi]
tutusan fitili, anında bir kıvılcım gibi çevredeki ilçe,
köy
ve mezralara sıçradı. Çok kısa bir süre içerisinde,
Sünni
Zaza yerlesim birimlerindeki resmi kurum ve
kuruluslar
Seyh Said güçlerince isgal edildi. Zaza valiler,
kaymakamlar,
müdürler, yargıçlar ve direnis alanlarındaki
cephe
komutanları, bizzat Seyh Said’in emriyle atandı.
Seyh Said ayrıca, uyulması gereken kuralları
içeren
bir de yönerge hazırladı.
alıntı:cihat kar
alıntı:cihat kar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder